E-Posta:
bilgi@hansev.comÇalışma Saatleri
Hafta İçi: 09:00 - 18.00 Pazar: KapalıHerkes kendine has ses tonuyla dünyaya gelir...
Peki bizler bu muhteşem enstrümanımız ve sesimizdeki gizli kişiliğimiz hakkında neler biliyoruz?
Doğduğumuz andan itibaren hepimizin birer aksanı oluyor.
Daha bebekken ana rahmimizde baba ve annemizin aksanı kodlarımıza yükleniyor.
Zamanla sesimizi nasıl kullanmamız gerektiğini öğreniyoruz. Hatta bazen sevdiğimiz insanların seslerini bile taklit edebiliyoruz.
Aynı zamanda sesimiz en geç yaşlanan alanımız. Hatta bir insanın sesinden yaşını tahmin etmek ne kadar zor bir düşünün isterseniz.
Bizler, bu enstrümanımızı ve ana dilimizi ne kadar doğru kullanıyoruz?
Sesimiz ile aktardığımız kelimeler vücut hareketlerimize ne kadar yansıyor ve acaba biz hepsini birbiriyle uyumlu kullanabiliyor muyuz?
Doğar doğmaz aksanımız ve ana dilimiz de oluşuyor.
Belki iki harf ve sonrasında kolay cümlelerle hayata başlıyoruz.
Kendimizi ifade etmek yani kısaca iletişim kurmak için ana dilimizi böylece kullanmaya başlıyoruz.
Acaba hepimiz ağzımızdan çıkan kelimelerin etkilerini farkında mıyız?
Etkili konuşma, etkili dinleme okul yıllarımızdan beri bize anlatılan fakat farkına varamadığımız kavramlar.
Her canlının kendine göre bir iletişim sistemi mevcuttur. Varlığımızı kanıtlamada dış dünya ile bağlantımızı kurmada konuşmanın bize sunduğu olanaklardan yararlanıyoruz.
İnsanoğlu bu yetilerin hepsine sahip olan en şanslı canlı.
Bu olanakları gerektiği gibi kullanabiliyor muyuz? Hiçbirimizin konuşması, iletişim yaklaşımı, ses tonu tıpatıp birbirine benzemez. Çünkü herkesin yetişme tarzı ve içinde bulunduğu çevre, anne - babamızın aksanı gibi birçok faktör bu farklılıkların ortaya çıkmasına yol açıyor. İletişim alanında gerçekleşen büyük gelişmelere karşın yine de insanoğlunun çevresindekilerle anlaşmasını sağlayan en etkili araç onun konuşma yetisidir.
Birçok etkinliğe konuşma düzleminde katılırız.
Düşündüklerimizi, tasarladıklarımızı, sunumlarımızı, kızgınlıklarımızı, özlemlerimizi, kinimizi biçimlendirip yansıtmada başlıca aracımız konuşma olmuştur.
Hangi dili kullanırsak kullanalım sözcüklerin ağzımızdan çıkışı, tonu, baskısı hatta mimiklerimiz bile çok farklı anlamlara yol açabilir.
Tek söylendiği zaman çok olumsuz olan bir kelime bile bir vurgu ya da bir söylemle etkisini olumlu yapabilir.
Özellikle profesyonel dünyada etkili konuşma büyük rol oynamaktadır.
Bir iş görüşmesinde kendinizi ifade etme tarzımız, işe kabul edilip edilmeyeceğinize etki eden en önemli faktörlerden bir tanesidir.
Herhangi bir hizmet ya da ürünü anlatmak istediğimizde dilimiz, cümlelerimiz, vücut dilimiz gibi birçok faktör başarımızı etkilemektedir.
Bir arkadaşımızla konuşmamız, iş dünyasındaki bir görüşmemiz de olsa nasıl iletişim kurduğumuz, doğru ve etkili cümlelerimiz, beden dilimiz hepsi bir bütün olarak başarı ve başarısızlığı getirecektir. Bu yüzden etkili ve doğru dil yapısıyla konuşmak hayatımızın her alanında önem taşımaktadır.
Etkili konuşmak için, etkili dinlemeyi öğrenmeliyiz.
Karşımızdaki kişinin söyleyeceklerini önemsemeli ve onu dikkatle dinlemeliyiz ki beklentisini anlayıp, özümsemeli ve sonrasında talebine cevap verebilmeliyiz.
Söylediklerimizin net, anlaşılır ve doğru telafuz edilmesine dikkat etmemiz gerekir.
Konuşmalarımız ve sesimiz her zaman kişiliğimizi yansıtacaktır.
Hangi dili kullanırsak kullanalım doğru etkiyi yaratabilmek için doğru cümlelerle, net ve kısa anlatımları seçmeliyiz. Unutmamalıyız ki; Anadili birey için sadece duygu düşünce ve isteklerini bildirmek amacıyla kullandığı bir araç değildir. Onu içinde bulunduğu toplumun bir ferdi, üyesi yapacak, toplumla özdeşleştirecek ve ona sosyal bir kişilik kazandıracak bir araçtır.
Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün demiş olduğu gibi; Türk milletindenim diyen insanlar her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.